Gebelik Takibi Nedir ? Nasıl Yapılır ? Gebelikte Kontrollerin Önemi Nedir ?
Gebelik takibi gebeliğin başından doğum sonrasına kadar anne ve bebeğin durumunu değerlendirmek, anne-babayı bilgilendirmek, anne ve bebekle ilgili olası sorunları önlemek veya tespit etmek amacıyla yapılan muayenelerdir. Bu muayenelerin gebelik oluşmadan önce çiftlerin gebelik planladığı anda başlaması daha doğrudur çünkü bu durumda gebelikten önce annede gebelikle ilgili veya başka konuda bir problem varlığı araştırılır, gebeliğe hazırlık için vitamin ve gerekirse başka ilaçlar verilir, aile gebelik hakkında bilgilendirilir, böylece annenin gebeliğe en sağlıklı şekilde başlaması sağlanır.
Gebeliğin planlanması durumunda yapılacaklar
Gebelik oluşmadan önce henüz planlama aşamasında doktora başvurduğunuzda anneye çeşitli tahliller yapılır ve bunların sonuçlarına göre gebelik açısından oluşabilecek riskler önlenmeye çalışılır. Örneğin annede kansızlık varsa gebelikten önce düzeltilir. Kızamıkçık ve benzeri enfeksiyon hastalıklarını geçirip geçirmediği araştırılır. Eğer anne kızamıkçık geçirmemişse gebelik sırasında geçirmemesi için çok dikkatli olması gerekir çünkü gebelikte kızamıkçık enfeksiyonu geçirmek sorunlara neden olabilir. Anne adayı aşırı kilolu ise gebelik öncesi kilo vermesi önerilir. Anne adayında diabet söz konusu ise gebelik öncesi kan şekeri düzenlenmelidir. Anne adayına ilaç, sigara ve alkol kullanımı konusunda bilgi verilir. Gebelik planlayan bütün kadınlara NTD (nöral tüp defekti) proflaksisi için önerilen proflaktik dozda folik asit vitamini başlanır. Riskli yörelerde hemoglinopatiler, kistik fibrozis gibi hastalıklar için taşıyıcılık araştırılır.
Daha sonra gebeliğin durumuna göre değişmekle beraber doktorunuz sizi hemen hemen ayda 1 muayene edecek ve değerlendirecektir. Her muayenede annenin tansiyonu ve kilosu ölçülür. (Gebelikte kilo alımı) Bazı aylarda yapılan tahliller vardır, bunlar yapılır. Bebeğin kilosunun ayına göre normal olup olmadığı ultrason ile değerlendirilir. Bebekte anomali varlığı araştırılır bunun için özellikle 5. ayın sonunda hasta ayrıntılı ultrasonografiye yönlendirilir. Doğuma yakın dönemde yapılan muayenelerde annenin doğum yolu ve kemik yapısı vajinal muayene yapılarak bebeğin duruşuna ve kilosuna göre kıyaslanır ve normal doğumun mümkünatı konusunda yaklaşık bir tahmin yürütülür. Yine de doğum anına kadar normal doğumun kesin olarak gerçekleşeceği garanti edilemez ve bilinemez. Bazı durumlarda bebek ters durduğu için veya başka sebeplerle normal doğumun başlaması beklenmez ve doğum başlamadan önce sezaryen günü belirlenir ve doğum sezaryen ile gerçekleştirilir.
Annenin beslenmesinin aşırı yetersizliği söz konusu olmadığı sürece her gebeye rutin multivitamin desteğini önerilmemektedir. Beslenme problemi olanlara ya da vejeteryanlara multivitamin hapları verilir. Gebelikte kullanılan ilaçlar ve vitaminler ayrı bir konuda anlatılmıştır.
HBsAg anne adayının hepatit (sarılık) geçirip geçirmediğini saptamak için yapılır. Eğer anne adayında HBsAg (+) ise, doğum sırasında bebeğe geçme riskini önlemek için doğumdan hemen sonra bebeğe hiperimmünglobulin ve aşı yapılmalı, aşı doğumdan sonraki 2. ve 6. aylarda tekrarlanmalıdır. Sağlık Bakanlığı’nın önerisi ile tüm yenidoğanlara hepatit B aşısı yapılmaktadır. HBsAg (-) olan gebelere, hastalığa karşı koruyucu olarak hepatit B aşısı yaptırmaları önerilir.
Gebelik takibi, gebeliğin belirlenmesinden doğuma kadar geçen 40 haftalık (Son adet tarihinden itibaren) süreçte anne adayının düzenli ve periyodik kontrollerinin yapılmasıdır.
Her gebe kadının gebelik süresince bir sağlık elemanı veya kurumu tarafından izlenmesi gereklidir. Annenin gebelikte sağlıklı olması, sağlıklı bebek doğurması doğum öncesi bakımla sağlanır.
Bu kontrollerde olabilecek sağlık sorunları erkenden belirlenebilir, gerekli önlemler zamanında alınabilir, doğumun doğru zamanda ve en iyi koşullarda yapılması sağlanır. Gebelik takibi gebeliğin ilk 3 ayı içinde (tercihen gebelik testi pozitifliğini takriben hemen) başlamalı, başlangıçta aylık kontroller yapılırken son 3 ayda gebenin durumuna göre sıklaştırılmalıdır.
Daha önceki gebeliğinde problem yaşamış kadınların yeni gebeliklerinde benzer sorunları olabilir. Hiç sorunu olmamış bir kadının 3. gebelikten sonra giderek artan sıklıkta anne ve bebek komplikasyonları da ortaya çıkabilir. Doğum sayısı arttıkça gebeliklerin kolaylaştığı doğru değildir. Annenin çok genç yaşta ya da ileri yaşta olması, çok sık doğum yapması veya başka bir hastalığının olması, gebe iken kendisinin ve doğacak bebeğin sorunlarla karşılaşmasına neden olabilir. Bu gebelikler “riskli gebelikler” grubu olarak çok daha ciddi bakım ve takibi gerektirirler.
İlk gebelikte kadının anneliğe uyum yapabilmesi için yardıma gereksinimi vardır. Bu nedenlerle ilk gebeliklerde doğum öncesi bakım özellikli ve önemlidir. Her kontrolde ağırlık ölçümü, kan basıncı ölçümü, karın muayenesi ve ultrasonografi ile bebeğin büyümesinin takibi ve varsa gebenin mevcut şikayetleri değerlendirilir. Gebelik öncesi dönemde yapılmamışsa ilk muayenede tam kan tablosu, rutin biyokimya ölçümleri, açlık kanşekeri, hepatit markerları, kan grubu tayini, vitaminB12 düzeyi ve idrar kültürü yapılır. İzmir Gebelik Takibi Fiyatları;Dönem dönem tam kan sayımı görülür, gebe kadın vajinal ve idrar yolu enfeksiyonu açısından düzenli aralıklarla sorgulanır ve gerekirse kültür testleri ile enfeksiyon ekarte edilmeye çalışılır.
Gebeliğinin yaşının belirlenmesinde son adet tarihinin rolü tartışılmazdır. Gebelik haftası ve beklenen doğum tarihi son adet tarihine göre belirlenir. Belirli dönemlerde yapılması gereken bebek anomalileri tarama testleri ve bebek iyilik hali değerlendirme testleri vardır. Dolayısı ile gebelik yaşının tespiti son derece önemlidir. Son adet tarihi hatırlanamıyor ise USG’ de embriyonun ilk görüldüğü tarihteki ölçümü ile haftası tespit edilebilir. Erken dönemde kalp atımı varlığı olan emriyo transvajinal USG ile 6. gebelik haftasından itibaren tespit edilebilir. Bu dönemde gelişme geriliği veya ilerililiği söz konusu olmayacağı için son adet tarihini hatırlayamayan veya adet düzensizliği olan gebelerde USG ile belirlenmiş bir son adet tarihinden bahsedilir.
İlk 3 ayda takip;
Gebelik tarihine ne kadar erken başlanırsa sonuçlar anne ve bebek açısından o kadar başarılı olacaktır. İzlemeye detaylı bir öykü alımı, genel bulgular, özgeçmiş, soygeçmiş sistemik hastalıkların sorgulanması, akraba evliliği yönünden araştırılması ile başlayıp kayda geçirilir, boy ve kilosu kaydedilir. Ortalama gebelik süresinde 10-12 kg. ve üzerinde kilo alınmaması ideal olandır.
11-14. Hafta
Gebelik haftaları arasında USG ile ense kalınlığı ölçümü, burun kemiği ölçümü yapılmalı fetal kromozomal anomali taramasının ilk basamağı olan ikili tarama testi yapılmalıdır.
16-18. Hafta
Gebelik haftaları arasında yine öncelikle en sık görülen down sendromu (mongolizm) başta olmak üzere birtakım kromozomal anomalileri tanımamıza yarayan üçlü test yapılmalıdır. Amniyosentez anne karnındaki bebeğin bulunduğu ortamdan kromozomal inceleme için sıvı alma yöntemine verilen isimdir. 35 yaşın üzerindeki anne adaylarına ve üçlü testinde riski yüksek çıkan (1/270 ve üstü) anne adaylarına tanı amaçlı uygulanan bir prosedürdür. Riski emin ellerde ve steril konularda çok düşüktür, binde 2 civarındadır. Bu risk en çok karşımıza koryoamniyonit (rahimin ve zarların enfeksiyonu) ve bebeğin kaybı olarak ortaya çıkar. Amniyosentezde bebeğe ait kromozomlar incelenir ve down sendromu %100’e yakın bir oranda tespit edilir. Ancak sakat gebeliğin tespiti durumunda sonlandırma kararı her zaman ve istisnasız aileye aittir.
20-24. Hafta
Bu haftalar özellikle konusunda deneyimli radyologlar tarafından yapılacak olan detaylı USG dönemidir. Bebeğin olabilecek tüm iç ve dış fiziksel anomalileri tespit edilebilir.
24-28. Haftalar
Arasında gebelik şekeri taraması olan 50 gr. glukoz testi tüm gebelere uygulanır. Standart değerlerin üzerindeki durumlarda 100 gr. glukoz testi uygulanır. Bu testte de iki değer ve üzeri yüksek ise gebelik şekeri (gestasyonel diabet) kabul edilerek kan şekeri takibi altında gebe bir diyetisyene konsülte edilerek günlük kalori alımı hesaplanır. Az sayıda hasta insülin kullanımına gereksinim duyar. Gebelik şekeri varlığı bebekte sakatlıklara yol açmaz ancak böyle bebeklerde görülen en sık sorun doğum ağırlığında artış, normal doğum komplikasyonlarının daha fazla görülmesidir. Ayrıca bu bebekler doğduktan sonra akciğer sorunlarına bağlı solunum sıkıntısı, kan tablosunda glukoz ve bazı minerallerin düşmesine bağlı olarak metabolik sorunlar yaşarlar.
Kan uyuşmazlığı olan gebelerde uyuşmazlık iğnesi ortalama 27-28 haftada yaptırılır. Ayrıca gebeliğin 7. Haftasından itibaren herhangi bir dönemde yaşanacak vajinal kanamalar sonrası ve amniyosentez sonrası bu iğne rutin uygulanmalıdır.
28. Haftadan
Sonra gebe kadın 36.haftaya dek 4 haftada bir görülmelidir. Kan basıncı, kilo takibi yapılmalı, bebeğin ölçümleri kaydedilmelidir, yine bu dönemde erken doğumu düşündürecek bulgular taranmalı, USG ile rahim ağzı boyu ölçülmeli, vajinal akıntı sorgulanmalı, karakter değişikliği varsa vajinal kültür alınmalıdır. Erken doğum eyleminin ve suyun erken gelmesinin (36.haftadan önce) en önemli sebebi enfeksiyondur. Bu nedenle tüm gebelik boyunca belirli aralıklarla idrar kültürü (hastanın şikayeti olmasa da) yapılmalı, riskli hastalardan vajinal kültür alınmalıdır. Bu dönem gebelik tansiyonunun (preeklampsi) da başlayabileceği dönemdir. Bu nedenle gebenin ödemi, tansiyonu ve kilosu çok yakın takip edilmeli risk altındaki hastalar daha sık kontrole çağırılmalıdır.
36. Hafta
İlk pelvik muayenenin yapıldığı ve doğumun planlanmaya başladığı haftadır. Anne veya bebekle ilgili bir sorun yoksa (annenin medikal hastalıkları, 4000 gr. ve üzeri bebek, makat geliş) doğum normal vajinal doğum olarak planmalıdır. Anne için de bebek için de sağlıklı ve fizyolojik olanı normal vajinal doğumdur. Sezaryen doğum asla vajinal doğuma bir alternatif değildir. Normal doğumun gerçekleşmeyeceği veya komplikasyonlu gerçekleşebileceği durumlarda başvurulan cerrahi bir prosedür, bir ameliyattır ve bir kadının sonsuz ameliyat olma hakkı yoktur!
36. gebelik haftası ile birlikte nonstress test (NST) denilen bebeğin anne karnındaki iyilik halini gösteren teste başlanır. Ve doğuma kadar dönem dönem tekrarlanır. Son derece basit ancak o derece kıymetli bir testtir. Bebeğin fizyolojik durumunu ortaya koyar. Doğum eylemi esnasında da bu cihaz ile bebeğin kalp atımları yakından takip edilerek rahim kasılmaları ile olan ilişkisi gözlemlenir. Yani bebek içerden dışarıya “ben iyiyim. Bu doğum eylemini sorunsuz tamamlayabilirim” mesajını bize verir. 36. gebelik haftası itibariyle anne adayına emzirme eğitimi verilip meme bezlerinin muayenesi yapılır, olabilecek sorunlar önceden tespit edilir.
36. haftadan sonraki kontrol riski olmayan gebelerde 38. haftadadır. Yine annenin kan basıncı, kilosu, ödemi, bebeğin büyüme eğrisi, suyu, plasentası değerlendirilir. Sonraki kontrol 39. haftadadır. Doğum eyleminin yakınlığı tesbit edilir. Bebeğin ve annenin rutin kontrolü yapılır.
40. Hafta
Artık beklenen doğum günüdür (son adet tarihine göre). Doğum eylemi kendi kendine başlamıyor ise bekleme süresi pratikte maximum 1 haftadır. Tüm gebelerin sadece %5’i kendiliğinden beklenen doğum tarihinde doğum eylemine girerler. Gün aşımı gebelikte, gebe 2-3 günde bir görülerek eylem başlamıyor ise ortak belirlenen bir tarihte indüksiyon (suni sancı) için yatırılır ve doğum eylemi gerçekleştirilir. Suni sancıda uygulanan yöntem normalde anne kanında bulunan oksitosin hormonunun kontrollü olarak serum şeklinde verilmesi ve rahim ağrılarını tetiklemesi şeklindedir. Gebelik Takibi İzmir Normal doğum ağrısından herhangi bir farkı yoktur. Baş pelvis uygunsuzluğu, göbek kordonu problemi olmayan gebelerde bu süreç çok yüksek oranda doğum ile sonlanır.
- Gebelik takibi
- Bebeğinizi sağlıklı gelişmesinin kontrolü
- Zamanında yapılacak özel ultrason ve doppler tetkikleri
- Detaylı 3D ultrason
- Uygun genetik araştırma testlerinin planlanması ve uygulanması
- Bebeğin gelişim eğrilerinin saptanması ve uygunluğunun değerlendirilmesi
- Biyofizik skorlama
- Placenta, beyin ve önemli organların kan akışlarının değerlendirilmesi ve NST çalışmaları
- Çiftin doğuma hazırlanması
- Anne ve bebeğe ait hastalık ve sorunların erken teşhisi ve tedavisi
- Doğum şeklini ve zamanının planlanması
Gebelik Nasıl Hesaplanır?
Hem gebeliği takip eden hekim hem de anne adayı için hafta hafta gebelik takibi son derece önemlidir. Gerek rutin kontroller, gerek alınması istenen kilo ve hazırlıklar için gebelik süresinin doğru bir şekilde hesaplanması gerekir. Bu aşamada özellikle ilk gebeliğini yaşayan anne adaylarının aklına hafta hafta gebelik nasıl hesaplanır sorusu gelir. Kliniğimize gelen anne adaylarının gebelik yaşının belirlenebilmesi için son adet tarihi denen SAT’ın belirlenmesi gerekir.
Gebelik tarihi belirlenirken gebeliğe neden olduğu düşünülen ilişkinin tarihi dikkate alınmaz. SAT tüm dünyada ve tıp terminolojisinde gebeliğin başlangıcının belirlenmesi için kullanılan bir bilgidir. Son adet tarihinin ilk günü gebeliğin ilk günü olarak belirlenir ve bu da hafta hafta gebelik nedir sorusuna cevap olarak verilir. Gebelik hakkında konuşulurken ay değil hafta kavramı üzerinden gidilir. Normal şartlar altında sağlıklı bir gebelik 40 ile 42.haftalarda doğumla sonuçlanır. İzmirde Hamilelik Takibi
Gebelik yaklaşık olarak 280 gün sürer. Bu da 40 haftaya denk gelmektedir. Bu bilgiler ışığında son adet tarihi dikkate alınarak hesaplanacak olan hafta hafta gebelik anne adayının ilgili haftada neler yaşadığını anlaması için takip edilmelidir. Her hafta vücudunda ve bebeğinde farklılıklar yaşayacak olan anne adayları süreç içerisinde en büyük desteği kliniğimizden alabilirler.
Gebeliğin takibi, hastanın adet gecikmesini takiben hamileliğin varlığının tespit edilmesi ile başlamaktadır. Eğer gebelik kan ya da idrar testleri ile çok erken dönemde tespit edilmiş ise, ultrason ile gebelik kesesi hemen görülmeyebilir. “Biyokimyasal gebelik” adı verilen bu dönem iki hafta kadar sürebilmektedir. Bu sürenin ardından yapılan ultrasonda, gebelik kesesinin rahim içinde gözlenebilir olması ile “klinik gebelik” dönemi başlamaktadır. Kesesinin ultrasonda görülmesi ile rahim içi yerleşimli bir hamileliğin varlığı da gösterilmiş olunur, böylece dış gebelik ekarte edilmiş olunur. Ardından yaklaşık bir hafta içinde vajina yoluyla yapılan ultrason ile bebeğin kalp atımları da izlenmeye başlanır. “Devam eden gebelik” denilen bu dönemde sağlıklı gelişen bir hamileliğin varlığı belirlenmiş olur.
Bebek kalp atışlarının izlenmesini takiben anne adayının genel sağlık durumunun değerlendirildiği çeşitli kan ve idrar testleri yapılmalıdır. Bu testlerle bebeğe ya da gebeliğe olumsuz etki edebilecek bulaşıcı hastalıklar, şeker ve tiroid gibi sistemik hastalıklar, kansızlık ve kan uyuşmazlığı gibi durumlar ortaya konulabilir.
Gebelik takibi ne sıklıkla yapılmalıdır?
İlk üç ay gebelik kayıplarının görülme ihtimali daha yüksektir. Bu dönemde anne adayları bebek hareketlerini henüz hissedemediği için daha endişeli olabilirler. Sağlıklı, tekil gebelik takibi ilk üç ay süresince 2-3 hafta arayla yapılmaktadır. Ardından gebelik takipleri sıklıkla aylık olarak devam eder. İkiz gebelik, önceki hamileliklerde düşük ya da erken doğum tehdidi mevcut olması durumunda veya anne adayında sistemik hastalık varlığında hamilelik takibi daha sık aralıklarla yapılmalıdır. İlk hamilelik muayenenizde hekiminiz size uygun bir takip takvimi oluşturacak sizi takiplerin sıklığı ve tarihleri konusunda bilgilendirecektir.
Gebeliğin ilk muayenesi
Bu değerlendirmede gebeliğin rahim içerisinde ve sağlıklı oluştuğu ortaya konulmalıdır. Yapılacak vajinal ultrason incelemesi ile gebeliğin rahim içinde olması gereken yere yerleşip yerleşmediği kontrol edilir. Bu sayede dış gebelik ekarte edilir. Ayrıca ultrason değerlendirmesinde rahimde şekil bozukluğu olup olmadığı, miyom ya da yumurtalık kisti gibi hamileliği olumsuz etkileyebilecek hastalıkların olup olmadığı gözlenir. Bunlar dışında rahim içinde yerleşmiş, halk arasında üzüm gebeliği (mol hidatiform) ve boş hamilelik (blighted ovum) gibi normal dışı hamilelik durumlarının varlığı da incelenmelidir.
Gebelik ilk muayenesinde ultrason değerlendirmesinde yapılan incelemeler normal olarak izlenmesi durumunda anne adayından bazı tetkikler istenecektir.
Bu tetkikler şunlardır;
- Kan sayımı ve kan grubu
(kansızlık veya pıhtılaşma bozukluğu var mı? kan uyuşmazlığı var mı?) - Açlık kan şekeri, HbA1c, karaciğer ve böbrek testleri
(gizli şeker hastalığı var mı? karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğu var mı?) - Tiroid hormon testleri
(düşüğe neden olabilecek ya da bebeğin zekasını olumsuz etkileyecek tiroid hastalığı var mı?) - Bulaşıcı hastalık testleri
(hamilelikte ve doğumda bebeği olumsuz etkileyecek hepatit, AIDS, kızamıkçık, toksoplasma, sifilis gibi hastalık var mı?) - Pap-smear testi
(rahim ağzı kanser öncüsü bir hastalık var mı?)
Gebelik taramaları
Sağlıklı gelişen bir gebeliğin takibinde başlıca dört basamakta tüm taramalar tamamlanmaktadır. Farklı klinik durumlar söz konusu olduğunda bu taramalara eklemeler ve eksiltmeler oluşabilir. Tüm bu taramaların tamamlandığı 24-28. gebelik haftasından sonra, geri kalan haftalarda bebeğin kilosu, büyümesi, suyu ve iyilik hali kontrol edilerek hamilelik tamamlanır.
Gebelik taramaları ve haftaları şu şekildedir:
- 11–14. hafta arası: İkili Tarama Testi
(Down (trisomi–21) ve Edward sendromu (trisomi–18) açısından ultrasonda bebeğin boyu ve ense kalınlığının ölçülmesi ile anne kanındaki iki hormonun seviyesinin tespit edilmesi ile yapılan en yüksek tanı gücü olan kromozomal hastalık tarama testidir.) - 16-18. hafta: MS-AFP Testi
(Spina bifida gibi omurilik gelişim kusurlarının ortaya konulmasında son derece hassas sonuç veren bir kan testidir. Hekiminiz gerekli görür ise bu taramayı önerecektir.) - 20–22. hafta arası: İkinci Düzey (ayrıntılı) Ultrason İncelemesi
(Bebeğin kemik yapılarının henüz gelişmediği bu dönemde tüm organ ve sistemlerinin ultrason ile incelenerek rapor edildiği bir görüntülemedir.) - 24-28. hafta: Şeker Yükleme Testi
(Hamileliğe bağlı şeker hastalığının taranması için yapılan yükleme testidir. Bu hafta aralığında yapıldığında şeker hastalığının tespit edilme olasılığı en yüksek düzeydedir.) - Maternal Kanda Fetal DNA
(Anne adayının kanında kendi DNA yapısı dışında %10 oranında bebeğe ait DNA parçaları da bulunmaktadır. Bu DNA parçalarının ayıklanması ile yapılan genetik inceleme sayesinde bazı kromozom bozukluklarının (Down sendromu gibi) %99’a varan doğruluk oranında saptanması mümkün olmaktadır. Bu test rutin uygulaması gereken bir tarama testi değildir.)